11 Aralık 2012 Salı

Ah Bir Damla Sirke


Hukuk Fakültesinde öğrenci iken ihtiyat zabiti (yedek subay) olarak orduya alınan ve 1914-1918 yılları arasında Cihan Harbi'nde Kanal, Çanakkale ve Kafkas cephelerinde bulunmuş olan Münim Mustafa da, Çanakkale hatıralarında özlemini duydukları şeyleri ve çektikleri sıkıntıları bütün berraklığı ile şöyle dile getiriyor;

"... Orada (Zığındere) bulunduğumuz müddet zarfında gözümüzde tüten şeylerden biri de şeker ve sirke idi. Ah bir damla sirke... Bir parça şeker! .. Ne enfes şeymiş!.. Dünyanın bu nefis gıdalarını görmek, kokusunu duymak da yetişir! Ah bir tabak salata!"

"...Bizi en çok sıkan şeylerden bir de sineklerdi! Aman yarabbi! Bunlar ne yılışık mahluklardı! Yemek yerken çatalımızın ucundaki lokmaya binlerce sinek hucüm ediyor ve ellerimizle bile bu haşaratı defetmeye muvaffak olamıyorduk. Bu milyonlarca sinek biz uyurken de rahat vermiyordu. İngiliz taburlarının hücumu kadar öldürücü olan bunlardan kurtulmak için birçoklarımız İstanbul'dan getirttikleri cibinlik altına girerek yemeğin bulunduğu sefertasını da almak suretiyle biraz rahat yemek yiyebilirlerdi."

"...İçecek sularımız hep kireçli, fena kokulu, acı kuyu sularıydı. Tesadüfen bardağın içinde biraz su kalsa bir müddet sonra bardağın dibinde tebeşire benzer beyaz bir tortu görünüyordu. Yıkanmaya ne vakit ne de imkan vardı. Bu suretle üzerimizde tek tük görülen hayvancıkları defetmek için hayli uğraşmıştık. Fakat sonraları bunlara da ünsiyet etmeye başlamıştık. Yakamızın etrafına sıra ile dizildiğini gördüğümüz vakit onları birer fiske ile düşürmeyi kafi görürdük."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder